Kaliteye verdiği önemle yapı kimyasalları ve yalıtım sektörünün önemli isimleri arasında yer alan Deniz Yalıtım’ın başarısının arkasında güçlü bir isim yer alıyor. Erkek yöneticilerinin ağırlıklı olduğu sektörde alışılmışın dışında bir kadın yönetici olarak karşımıza çıkan Genel Müdür Yurdagül Sivri’den çalışmalarını dinledik.
Deniz Yalıtım’ın yapılanma sürecinden bahseder misiniz?
Deniz Yalıtım’ı 2008 yılında üçüncü bir şirket olarak kurdum. İlk şirketi olarak 1997 yılında Deniz Yalıtım’ın ana şirketi sayılabilecek Deniz Mühendislik Müşavirlik Taahhüt’ü ve 2007 yılında ise Dicle Mühendislik firmasını kurmuş bulunuyorum. Deniz Yalıtım ve Konut Sistemleri Şirketi, Çorum’da faaliyet gösteren bir firmadır. 2009 yılında üretime geçen Deniz Yalıtım, hem kendi sektöründe hem de Türkiye sanayi kuruluşları arasında örnek gösterilebilecek bir kuruluş. Çünkü Çorum’da en son teknolojiye sahip makinelerimiz ve uzman kadromuzla yalıtım sektörünün en önde gelen maddesi EPS (Expanded Polistiren Sert Köpük) ve yapı kimyasallarının üretimini yapıyoruz. Firmamız yaklaşık 40 kişilik kadrosuyla, 3000 yon/yıl-vardiya EPS hammadde işleme, 360 bin ton toz grubu yapı kimyasalları ve 3 bin ton likit grubu yapı kimyasalları üretme kapasitesine sahiptir.
Yalıtım alanındaki üretim yelpazenizden bahseder misiniz?
Isı yalıtımı konusunda insanların her türlü ihtiyaçlarına cevap verebilecek, doğaya ve insana zarar vermeyen çevre dostu ürünler üretiyoruz. Deniz Yalıtım markalı ısı yalıtım levhalarının yanı sıra enjeksiyon board, tavan kaplamaları, dekoratif ürünler, ambalaj ürünleri ve toz ve likit yapı kimyasalları (her türlü harçlar, sıvalar, yapıştırıcılar, yüzey sertleştiriciler, kendinden yayılan düzeltme şapı, saten macun, tek bileşenli, elastik, yarı elastik çift bileşenli su yalıtımı ürünleri, UV dayanımlı ürünler, likit ürünler gibi yaklaşık 98 çeşit ürün) üretiminde de faaliyet gösteriyoruz. EPS sövelik blok konusunda bölgemizde lideriz.
Ar-Ge çalışmalarınızdan bahseder misiniz?
EPS sektörüne paralel her geçen gün büyüyen Deniz Yalıtım ve Konut Sistemleri olarak, geçmiş senelerde elde ettiği bilgi birikimimiz ve gerek ürün kalitesi gerek malzemenin teslim tarihindeki duyarlılığımızdan dolayı müşterilerimizden aldığımız olumlu izlenimin bizde bıraktığı özgüvenle, sektöre daha fazla hitap etmek ve mevcut talebi karşılayabilmek adına 2012 yılı sonunda 3 bin metrekarelik kapalı üretim alanımızı 6 bin metrekareye çıkardık. Hem EPS, hem de yapı kimyasalları için ayrı ayrı olmak üzere iki laboratuarımızda üretilen ürünlerin, performans testlerinin dışında piyasada bulunan diğer ürünlerin de testleri yapılarak her zaman en kaliteliden daha kaliteli nasıl yapabilirizin çalışmalarını yapıyoruz.
İhracat çalışmalarınızdan bahseder misiniz? Yeni pazarlara girmeyi hedefliyor musunuz?
İhracat için yurt dışında düzenlenen fuarlara katılıyoruz. Şu an sadece Gürcistan, Irak ve Libya pazarındayız. Libya`ya yapı kimyasalları ve sövelik blok gönderiyoruz. 2015 yılında BAU Munih fuarına katılarak bilinilirliğimizi artırmayı, Avrupa ve Doğu Blok ülkelerine de ihracat yapmayı hedefliyoruz. Ocak 2015’te BAU MUNICH fuarındayız.
Ülkemizde 20 milyona yakın mevcut konut stoğunun sadece 2.5 ile 3.0 milyonunun yalıtımlı olduğu biliniyor. Sizce ülkemizde yalıtımın önemi yeterince anlaşıldı mı?
Şunu açıkça söyleyebilirim ki yapılan yalıtım kalınlığı şu anda yetersiz. 2017`yi beklemeden enerji sınıfına göre halkımızın, elde edecekleri kazanımların ne olacağını şimdiden bilmesi gerekiyor. Ayrıca yalıtım kalınlıklarına göre hangi üründe ne kadar yakıt kazancı olacağının bilinmesi, düşük ısı yalıtım katsayılı ürünlerin ve daha kalın yalıtımların tercih edilmesini sağlayacaktır.
Enerji Kimlik Yasası’nın sektöre yansıması nasıl olacak?
Şu an piyasada yalıtım malzemesi adı altında birçok çeşit malzeme bulunuyor. Yalıtım malzemesinin λ değeri ne kadar düşükse ve ne kadar kalın malzeme kullanılırsa o kadar iyi yalıtım yapılmış ve o kadar doğru malzeme kullanılmış olunur. Yeni binalarda artık yalıtım kaçınılmaz. Yapı denetimler zaten bunları kontrol ediyor. Burada bizim üzerinde durmamız gereken eski binaların yalıtımı. Piyasada çok yanlış yönlendirme ve bilgilendirme olduğu gibi yanlış malzemeler de var. Yalıtım konusunda bilinçsiz müşteriler çok kolaylıkla yanlış malzemeye ikna edebiliyor. Medyada ve basında bu konuların sürekli olarak anlatılarak halkımızın bilinçlendirilmesi gerekiyor. Yapılan yanlış yalıtım, Enerji Kimlik Belgesi alma aşamasında halkımızı hayal kırıklığına uğratacaktır.
Sizce ülkemizdeki yalıtım sektöründe yasa ve mevzuatlar sistemin doğru işlemesi için yeterli düzeyde mi?
Eski binaların ısı yalıtımı denetimsiz yapılıyor. Bu konuda çalışmalar yapılması gerekmektedir.
Ülkemizde yeni yeni yaygınlaşan su yalıtımının önemi nedir?
Binanın ömrünün uzun olması ve konforlu yaşam için, bilinçli su yalıtımı şart. Temellerde, perde betonlarda, asansör kuyularında yapı bileşenlerinin yeraltı ve yüzey sularından olumsuz etkilenmemesi için doğru drenajla birlikte su yalıtımının yapılması binanın ömrünü uzatacaktır. Depremlerden daha az etkilenecektir. Islak hacimlerde, çatılarda ve açık teraslarda yapılan su yalıtımı ise binanın ömrünü uzatmanın yanında konfor da sağlayacaktır.
Türkiye’de ısı yalıtım kalınlığı 4 ile 5 santim arasındayken, Avrupa’da ısı yalıtım kalınlığı 15 santime kadar çıkıyor. Siz ülkemizde ısı yalıtım uygulamalarını nasıl buluyorsunuz?
Az önce de bahsettiğim gibi medyada ve basında bu konunun sürekli işlenmesi gerekli. TOKİ konutlarında 8-10 cm yalıtım yapılırken aynı ilde özel inşaatlarda bu kalınlık 4-5 cm’e kadar iniyor. Bu konuyu o bölgenin Belediyesi takip etmeli. Projeler gözden geçirilmeli. Biz bölgemizde halkımızı ikna ederek 8 cm ye kadar çıktık.
Eğitim kapsamında yaptığınız çalışmalar neler?
Üniversite öğrencilerinin projelerine destek verdik. Öğrencilere girişimcilik ve koçluk eğitimleri verdik. Kendim koçluk yapıyorum. Yeni mezun öğrencileri ve deneyimsiz personeli işe almaktan hiç kaçınmam. Şirketimiz 17 yıldır okul gibidir. Birçok deneyimsiz personel yetiştirilmiştir. Firmamızdan ayrılan personel, firmamızın referansı ile işsiz kalmamıştır. Bu da bizim için gurur kaynağıdır.
Söz konusu yasalarla birlikte yalıtımın şart koşulması olumlu bir gidişat, ancak sizce yeterince denetim yapılıyor mu?
Öncelikle eğitime önem verilmeli. Yanlış malzemelerin piyasaya arz edilmesi sektörü çok olumsuz etkileyecektir. Burada dikkat edilmesi gereken doğru malzemenin kullanılıp kullanılmadığı, uygulayıcıların deneyimli ve sertifikalı olup olmadığı. Ülkemizde henüz yeteri sayıda deneyimli personel yok. Bunun için meslek liselerinde ısı-su-ses ve yangın yalıtımı, üniversitelerde ise yalıtım mühendisliği bölümleri açılması gerek. Gerekli denetlemeleri ve yasal düzenlemeleri yapacak ilgili kurumlara, bu konuda büyük görev düşmektedir. Devlet-üniversite-özel sektör işbirliğinin sağlanması sektörün sorunlarına çözüm üretecektir.